19 Ağustos 2011 Cuma

HAYDİEE! BİR-İKİ, BİR-İKİ SOMALİ'YE, BİR-İKİ!!


         




          Bugün akşam haberleri izlemek için televizyonu (Habertürk) açtım ki, bir de ne göreyim?.. Somali'ye çıkarma yapan pek kıymetli mega sanatçılarımızdan Ajda Pekkan hanımefendinin burnuna mikrofonu dayamışlar, bir yandan sıcaktan olacak, "ben buralara hangi gazla geldim" der gibi bakışlar, silikonlardan olsa gerek neredeyse üfleyip püfleyecek, makyaj ise aktı akacak.. (Ama merak etmesin RTE kesinlikle bu yapılanları unutmaz, sizler, kıçımın kenarı sanatçılar, ağzınızı açık tutun gökten her an mama yağabilir!..) Mega Starımız mikrofona yumuşak bir ton'da (sıcaktan herhal..) Somaliye gelmekten büyük "keyif" aldığını söyledi.Tabii ya orası sayfiye bölgesi.. Zaten keyif almak için gidiyorsun değil mi?  (Kadıncağız sıcağı görünce Bodrum mu zannet ne! Bu yüzden "keyf" almış olmalı.) Bizim buralarda bir deyim vardır, onu söylemeden geçemiyeceğim: "Keyf eşekte olur" derler.. (Bu keyf veya keyif sözcüğünü olur olmaz kullanan kişilerin alnının ortasına içimden parmağım ile dürtmek geliyor. Kim ne derse desin.)
           Sonra bir başka sahne... Bir kaç eli yüzü düzgün, (Somali protokolden birilerinin eşleri de olabilir veya alelacele bunlar da "aç Somalili" diye bizim heyete yutturmaya çalışıyor da olabilirler!..) temiz sayılabilecek giyimli kadınlarla heyetin yine büyük sanatçılarından biri Sertab Erener ile mega Ajda Pekkan hoplaya zıplaya şarkı söylüyorlar! Sanırsın ki oraya konser vermeye gitmişler. Bunlarda sevenleri, kendilerini havalimanında karşılamışlar, konser salonuna kadar bekleyememişler ve hemen oracıkta şarkı söyletiyorlar! Aman yarabbi! Yaptıkları resmen şebeklik! Batı tarafından sömürüle sömürüle dramatik bir yokoluşa doğru hızla ilerleyen Somali'ye oynamaya mı gittiler yada orada son yüzyılın sefaleti ve açlığının hüküm sürdüğünü kendilerine söyleyen olmadı mı acaba? Belki de böylelikle Somali'ye moral veriyorlardır, kim bilir? Sonra Somalli'nin ki canda bizim şehitlerimizin ki patlıcan mı diye düşünüyorsun. Sen Türkiye'de şehitler, gaziler için kılını kıpırdatma Somaliye (konsere.. pardon!) yardıma koş! Keşke Türkiye'de de şehit cenazelerinde böyle hoplayıp, zıplayıp şarkı söyleseler, bizde dinlesek, şehit yakınları da üzüntülerini böylece atmış olsalardı, ne kadar iyi olurdu değil mi? Acımızı hafifletirlerdi, teskin olurduk en azından..
          Bunun ardından tekrar medarı iftiharımız Ajda Pekkan hanımefendi, temkinli bir şekilde Somalili bir çocuktan uzak duruyor ama elinde bisküvi midir, çukulata mıdır nedir, bir paket ve onu çocuğun önüne koymaya çalışıyor. Eee! kardeşim o kadar uzak durursan o yiyecek paketini çocuğa nasıl vereceksin? Neyse çocuğun kucağına atar gibi bıraktı ve sağ eliyle de aynen "okşar gibi" çocuğun kafasının 1/8'ine elini dokundurması ile çekmesi bir oldu. Cısss! Mega sanatçımız, kimselerin yapamayacağı, hatta yapmaya cesaret dahi edemiyeceği çok önemli bu görevide yerine getirmiş oldu. Zor oldu ama bunu bileğinin hakkıyla başardı, bence kendisine üstün hizçmet madalyası vermek lazım! Maşallah bu hanımefendi bu kadar zor görevleri arkası arkasına yerine getirdi. Bilgisayar oyunu gibi!! İnanılmaz! Nasıl başardı, valla bravo! Sanki köpeğin önüne yemek koyuyor, hırlayıp elini ısırmasın diye bırakıp, kaçacak.. O derece yani!!.. A be kızım sen neden sığındığın yada kendini tecrit ettiğin boğaz sırtlarındaki malikanenden dışarı çıkarsın, bırak dışarıyı bir de Somaliye gelirsin! Sende hiç akıl yokmu? Böyle bilmediğin, tanımadığın alışık olmadığın, güya yardım yada RTE'nin karizmasını düzeltmesine yardımcı olmak için peşine takılıp, oralara kadar gidersin. Otur oturduğun yerde.. Bilmediğin diyarlara gitme.. Sen sen ol bundan böyle İstanbul, Bodrum ve Nice'den başka bir yere sakın gitme yoksa seni "ham" yaparlar!!! Yada gitmeden önce lütfet de GATA yı bir ziyaret orada gazilerimiz üzerinde bir alıştırma yap ki böyle müşkülpesent durumda kalma, elin ülkesinde...
          Gelelim havalimanının bir diğer köşesine; orada da yere çömelmiş vaziyette RTE'nın kızı, (ismini hatırlamıyorum) yanında aynı şekilde eşi Berat Albayrak. (şu Çalık Grubunun CEO'su olan damadı mı onu da tam bilmiyorum.) Damat beyin elinde bir kraker poşeti (markası Ülker'in mi acaba?) içinden çıkardığı krakerleri, yere oturmuş, siyahi Somalili çocuğun ağzına itina ile bırakıyor. Bunlarda Ajda Hanım gibi çocuğa ne çok uzaklar ne de çok yakınlar.. Çok yaklaşırlarsa, ısırır, cırmalar diye mi korkuyorlar, anlamadım? Yine yavru bir köpek besler gibi elindeki krakerleri tek tek yediriyor, yerde oturan -tv. de gördüğümüz perişan Somalili çocuklara göre- nispeten iyi durumda ki bu çocuğa.. Ayıp olmayacağını bilse herhalde eline krakerleri dökecek ve çocuğa ağzı ile alıp yemesini isteyecek.. Çünkü böyle yaptığı takdirde işi uzun sürecek gibi.. İşte böyle..
          Belki de ben yanlış görmüş olabilirim veya kamera açıları hatalı idi ne bileyim...Bunu tam olarak çözemedim, ama "beyaz cam"da görünen bu.. ("cam" kameranın kısaltılmışı değil, bildiğimiz kırılan "cam" anlamında!!)
           Derken ben de fazla dayanamadım.. Bir haller oldu, mideme....Yüzyılın sanatçısı Nihat doğan ise bir şeyler anlatıyor kamera arada bir uçağın kanadını gösteriyo, Muazzez Ersoy'un ise ne yapacağını görmek için daha fazla (bekleyemedim) dayanamadım ve kusmak için lavobonun yolunu tuttum. Böğğğğggtttt!!!

İsmail Memiş
19.08.2011
21.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder