24 Aralık 2012 Pazartesi

KISACIK BİR YAZI: GAZİANTEP!


            ENTEB - GAZİAYINTAB - GAZİANTEP

(Resimleri iyi görebilmek için üzerine ÇİFT tıklayınız!)


Kale'den Gaziantep...



Kül Tablaları


Bir sokak, bir çocuk..

Bir sokak, iki adam..



           Şehre "ulvi" bir görev için gitmeye karar verildiğinde 2012 Eylül ayının başlarıydı. Yazdan kurtulamamış, kışı kabul edememiş bir hava..Açık ve güneşli..İzmir'den direkt uçuş ile Gaziantep Oğuzeli Havalilamanına vaadedilen saatte indik. Küçük bir havalimanı etrafında hiç yerleşim yok, her taraf boş..TOKİ buraları henüz keşfetmemiş olmalı diye düşündüm. Terminal binası küçücük.. Dışarı çıktığımızda kırmızı ve sarı rengin tonları hakim bir hava ve bitki örtüsü bizi karşıladı.

Bayır Barajı (gibi)
Öndeki Seyhan Barajı arkadaki ise Çatalan Barajı



          Önce karışık gelse de aslında şehri neşter gibi ikiye bölen küçük bir dere var. Derenin bir tarafı "Şahinbey" diğer tarafı "Şehit Kamil" Merkez İlçeleri.. Gaziantep etrafı çevre yolu ile sarılmış, büyük bir şehir.. Büyüyüp genişlemeden dolayı güya "modern" denen, betonarme binaların işgal ettiği alanın içinde arınırsa pekala bulunabilen daha otantik, daha görülesi, daha merkez de başka bir Antep daha olduğunu sonra keşfedecektim. Halihazırdaki AVM'ler yeterli gelmemiş olacak ki sınırlı gezimiz esnasında sayabildiğim 3-4 kadarının daha inşaatı devam etmekteydi. 1.250.000 merkez nüfusa sahip bir il için biraz fazla gibi.. Ancak şimdiki gençlik AVM'lere pek meraklı ki, sormayın gitsin... Elbet bunlarında gün gelecek modası, popülaritesi bitecek, sonrası ne olacak ? Muamma.. Mümkünse eskiyi muhafaza etmekte fayda var. İlçemizden biliyorum 100.000 nüfusu var ve bir 2 yıl önce bir AVM yapıldı. Hesaplarsak Antep'e 12 adet AVM gerekiyor! Ha gayret az kılmış!

          Gezilecek görülecek yerlere göz atarsak.. Sadece kısıtlı zaman aralığında benim görüp, tespit edebildiklerimden bahsedeceğim. Tırnak içinde "Modern" iseniz, SANKO AVM ile veya Gazi Muhtar Ahmet Paşa Caddesi üzerindeki "lüküs" markalı alışveriş yapabileceğiniz dükkanları ilginizi çekebilir. Ben "gelenekselciyim" derseniz ki normali budur; bir kaç fotoğraf bir iki anekdot okumanız için aşağıdadır!


Sanko Park AVM
Dökümden 4'lü çeşme!


          Gaziantep'in sokakları temiz, parkları yeşil,suyu, ağacı, gölgesi bol yerler.. Kuş cıvıltıları içinde, spor yapabilir, yürünebilir, serin serin banklarına oturup bir şeyler okuyabilir, fırından sıcacık aldığınız simitleri atıştırabilir, arkadaşınızla sohbet edebilir, insanları seyredebilir yada derin düşüncelere dalıp, gidebilirsiniz. Hiç bir sakıncası yok! Bu özenerek yapılmış bu devasa parklar ve yeşil alanlar tüm bunlar için çok çok elverişli yerler. Şehir plancılarını kutluyorum, halkın gerçekten nefes alacağı mekanları önceden belirleyip, yeterince alan bırakıp inşa etmişler. Çünkü her ilimizde böyle bir düzenleme yapan Belediyeleri zor görüyoruz. Gaziantep'in nasıl bunaltıcı ve sıcak bir yaz'a sahip olduğunu söylemeye sanıyorum lüzum yok. Her sabah erken saatlerde belediye görevlileri parklarda temizlik, bakım ve sulama yapıyorlar. Siz sabah işinize giderken eğer park yanında yürürseniz o temizliği ve serinliği hissediyorsunuz. Ben başka hiç bir ilde bu kadar yeşil alanı ve (bakımlı) parkı yanyana hiç görmedim desem abartmış sayılmam.. Parkın biri bitmeden diğer i başlıyor.


Şehir kenarında küçük bir çiftlik.
Kavaklı Park

Hacı'm gölgede serinliyor.
Parklar arasında yol ve bir çift minare.



















İnsanlarına gelirsek, en başta iyi niyetli, yardımsever, konuksever olduklarını onlarla ilk temasınızda anlıyorsunuz. Hele yabancı olduğunuzu ve orada bir müddet yaşayacağınızı şıp diye tahmin ediyorlar ki zaten bunu anlamamaları mümkün değil, bizim gibi yabancılar 300 m. öteden pekala tanınabilir. Sanki anlımızda yazıyor. Bunu bilen özellikle şehrin küçük esnafı size çok iyi davranıyor. Antep (eski) esnafı, iş yeri sahipleri hakikaten sınır da yakın olduğu için ticareti ve dolayısı ile insan ilişkilerini iyi bilen insanlardan oluştuğunu sizde benim gibi tespit edebilirsiniz. "Üniversite okuma oranının" düşük olmasının nedeni ise -şehir içinde o kadar çok küçüklü büyüklü esnaf, işyeri var ki- sanıyorum, babalar oğullarının, çocuklarının üniversite okumaktan ziyade yanına alıp, meslek (esnaflık) öğretmeleri bunun nedeni olmalı!!

1980 li yılların ortasına kadar Antep kaçakçılık bakımından önemli bir merkezdi. Kaçak mal genelde buradan Türkiye'ye girer, diğer illere sevk edilirdi. Özellikle Kilis ilçesi (gerçi şimdi İl oldu) ve Antep ili bir zamanlar kaçakçılık ile geçinirdi, dersek abartı olmaz. Kaçakçılık hikayeleri politik-ekonomik geniş bir konu.. Ancak bir-iki şey söylemden de geçmek olmaz:
     1 - Türkiye'nin Cumhuriyet döneminde ilk "Gümrük" sanıyorum Antep'de faaliyete geçti. (Sınırlarda kara gümrük kapıları oluşturmak gibi.)
      2 - Türkiye'de Gümrük Müdürlüğü ve Muhafaza Gümrük Müdürlüklerinde en çok Antepliler görev yapmaktadır. Çalışanların her dört kişiden biri muhakkak ki Gaziantepli olması muhtemeldir. En azından geçmiş yıllarda öyleydi, belki de değişikliğe uğramış olabilir. Bunu kendi deneyimlerimden söylüyorum. Her bakımdan sınır-gümrük-ticaret üçlüsüne çok hakimdirler!  
      3 - Gaziantep'de "oto kaportacılığı"nın da yeri doldurulamaz. Oto kaporta hususunda maharetleri çok fazladır. Yine lafı kaçakçılığa getirip bağlayacağım. Bu sanatkarlar otomobile öyle "zulalar" yaparlarmış ki saklanan malı bulmak mümkün olmazmış. Araba kaportasının neresine hangi ve nasıl bir zula yapılacağı bu işin Antep Oto Sanayisindeki pir'lerine sorulurmuş. O kadar yani! Yine bu söylediklerim eski deneyimlerime ve şahit olduğum duyduğum bililere dayandığını da belirteyim. Üzerinden çok zaman geçse de sanatkarlıklarının devam ettiğini düşünüyorum. 
Gaziantep'de bir sabah..
4 - Kaçakçılık olaylarında muhakkak bir "Antep" bağlantısı bulunmasının nedeni umarım anlaşılmıştır.



Gaziantep'de bir akşam..
               Bu arada gezdiğim çarşı ve AVM'lerde dikkatimi bir husus çekti.. Bayağı inceledim ama nedenini bulmadım. O ne mi? Şu; yaklaşık bana rastgelen ve yada gördüğüm bir çok Antep'li kadının boyları 1.50 m. civarındaydı. Ben 1.60 m. boyunda olanların "uzun boylu" sayılabilecek bir ilimize geldiğim kanaatine vardım. Tamam, millet-ırk olarak kısa boyluyuz ama bir çok ilimizde -belki oraya civar ülkelerden göç sebebi ile- arada bayağı uzun boylu kadınlara da rastlanır. Fakat burada tam tersi. 1.60 m. ve üzeri birine rastlarsanız kesin olarak söylüyorum, Antep'li değildir. Bu yüzden gezi amaçlı veya iş-görev için Antep'e yolu düşen, ülkemizin başka yörelerinin kadınları kendilerini  burada çok "rahat" ve "konforlu" hissedeceklerdir. Düşünsenize kadınsınız, 1.60 m. boyunuz var, ve etrafınızdaki tüm kadınlar sizden kısa!!.. Kadınlar için "dadından yinmez" bir durum ,değil mi?


             Bir çok ilimiz, ilçemizde olduğu gibi esnaf hala otantik (yarı turistik) el sanatlarını burada da devam ettiriyor. Şehrin eski bir semtinde Bakırcılar  Çarşısı bunun örnekleri ile dolu.. Tabii ki arada dışarıdan getirilmiş el ürünleri de satılmıyor değil, orası da ayrı.. O kadar kusur olur diyelim, geçelim.. Bir de güzel bir anekdot aktarayım: Tatil günü özellikle (PAZAR) günleri hiç bir Gaziantepli aile yoktur ki park ve piknik alanlarına gidip, orada mangal yakmasınlar.. Kısaca ben huzurlarınızda Antep şehrine "mangal cenneti" ismini takıyorum. Güney mutfağının olmazsa olmazı Kebap burada da çok revaçta bir yiyecek.. Detaylarını anlatamayacağım "Antep Mutfağı" zaten çok lezzetli, ona bir sözümüz yok, olamaz da.. Hele ki BAKLAVA! İstanbul gibi büyük şehirlerde genelde ünlü bir baklavacı şehri ele geçirmiştir. Örnek; İstanbul'u el geçiren Antep asıllı Güllüoğlu Baklavacısı.. Ama burada küçük küçük dükkanlarında fıstık ve baklava yapıp, satan o kadar çok iş yeri var ki.. Hepsi birer Güllüoğlu lezzetinde baklava üretip, genelde yerli halka hediye almak isteyenlere satış yapıyorlar. Ramazan (Şeker), Kurban Bayramlarında ise -o kadar fazla baklavacı olmasına rağmen- bayramlardan 1-1,5 ay kadar önce tepsi tepsi baklava siparişini vermek gerekiyormuş. Esnaf bayrama yakın zaman içersinde baklava siparişi almıyormuş! Geç kalmamak için yerlileri özellikle siparişlerini çok önceden verirlermiş.
Anteb'in olmaz ise olmazı; Fıstıklı Baklava.
         Nerede iyi baklava yenir ve nereden Antep Fıstığı satın alınır? Sorularına gelirsek; burada  karşımıza iki şık çıkıyor. Bir "bildiğin ylerden" alacaksın, iki "deneme-yanılma" yöntemini ile belirlediğin yerden alacaksın. Ben ikinci yöntemi kendime uygun buldum, -zaten ikinci yöntemin sonucu bizi birinci yönteme götürür- bir kaç deneme-yanılma sonucu ağız tadıma uygun baklava satan yer buldum. Bunun için baklavacıların en azından 3-5 tanesini dolaşarak her birinden fıstıklı baklava tatmam gerekti. Hangisinin tadı "ağız tadıma" uygun olduğuna karar verdim. Bunun başka çaresi ve yöntemi yoktur! Tavsiye ile olmuyor! 











     Ancak Antep'e özgü, otantik yerlerin başında 1-Bakırcılar Çarşısı,







2-Tahmis Kahvesi, 




3-Baharatçılar Çarşısı gelir. 





          Diğer görülmeden dönülmemesi gereken yerler ise Kale, Atatürk'ün Anteplilere balkonundan hitap ettiği ev, onun yakınlarında kiliseden bozma camiler, eski taş evler, dar sokaklar vs..sayılabilir. Bunlara ilave eski Han'lar (eskinin AVM'leri!!), diğer tarihi camileri gezerek devam edebilirsiniz. Antep'in İpek Yolu üzerinde bulunması nedeni ile hemen hemen tüm camiler oldukça eski, gösterişli ve uzun geçmişi olan yapılardır.
İşte eskilerden kalma bir HAN! (AVM)

Boyacı Camii
Şirvani Camii
Kiliseden bozma Camii!
Kiliseden bozma camii.























     Gidilmeden dönülmeyecek yerlerin başında Tahmis Kahvesi: Otantik Tahmis Kahvehanesi, aklımda kaldığı kadarı ile 400-500 yıllık bir kahvehane (eski deyiş ile kıraathane!).. O tarihte (hala devamı var mı bilmiyorum) bir tekke'ye gelir elde etmek amacı ile faaliyete geçirilmiş bir mekan olduğu kitaplarda yazmaktadır. Son zamanlarda sahibi dekorunu yenilemiştir. Ahşabın getirdiği sıcak bir havası ve yüksek tavanı ile ferah bir yer. Kahvesi çok lezzetli. Türk Kahvesinin yanında içinde "çitlenbik" veya "melengeç" de denilen ağacın tohumu-meyvesi ilave edilerek bir tabak çerez gelmektedir. (çitlenbik-melengeç eskiden Ege yöresinde başta buğday ile birlikte kavrularak çerezler, yemişlerle birlikte yenirdi.İyi hatırlıyorum!) Burada çitlenbiğin kahvesi de yapılıyor ama ben onu pek beğenmedim. Tercihim -çerez olarak tüketilen- kavrulmuşundan yana...! Melengeç'i de kavurup, kahve gibi öğüttükten sonra kahve gibi pişirip, servis ediliyor. Dediğim gibi bir nevi "yağlı tohum" olduğundan gerçek kahve tadına alışık olan benim gibiler, içiminden fazla hoşnut kalmayabilirler. Yeni tatlara meraklıların denemesinde hiç sakınca yok! "Tahmis"in anlamı da "kahve dövülen yer, taş oyuk" bir nevi "kahve değirmeni" gibi bir anlama geliyormuş. Tahmis Kahve geleneksel taş yapı bir mekan, çarşı-pazar gezmesinden sonra orada bir soluklanmadan, bir şeyler içmeden Antep'den ayrılmak kesinlikle mümkün değil!



Eski bir sokak ve ev!
Atatürk'ün balkonunda konuşma yaptığı ev.














        Antep Kalesini de unutmadık: Antep Kurtuluş Savaşında savunması ile çok ünlü.. Hatta Atatürk bile Anteb'in bu yönüne vurgu yapmış ve halka hitabetinde şöyle demiştir: "Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki..Onlar yalnız Gaziantep'i değil Türkiye'yi de kurtardılar!" Gerçekten Antep kurtuluş Savaşında (Güneydoğu'nun Fransızlardan temizlenmesi aşamasında..) destansı bir savunma ortaya koymuştur. Merkez ilçelerine de ilin ileri gelen Askeri şahsiyeti "Şahin Bey" ve anasını kurtarmak-korumak amacı ile buluğ çağında şehit edilen "Şehit Kamil" isminin verilmesi tesadüf değildir.

        Kale içinde Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir müze var, gezilmesi gereli bir yer.. Ayrıca kale burçlarından Antep seyredilebilir. Resim çekilebilir. Kale yakınlarında bulunan yine en başta camiler, dükkanlar ve eski Antep sokakları gezilip, görülebilir. 

Antep Kalesi ve Müzesi


Antep Kalesi içindeki Müze Amblemi

Kaleden bir görünüş.
Kale girişinden görünüş..


            En önem verilen, basında çokça yer alan antik değerlerin başında ise modern olarak, İpek Yolu (çevre yolu) üzerine inşaa edilmiş "ZEUGMA MÜZESİ"dir. Görülmeden Antep'den ayrılmayı sakın düşünmeyin!.. Çingene Kızı ve diğer mozaik resimlerin, gravürlerin ve heykellerin eşi benzeri yok. Orada kültür bombardımanına karşı gelmeyin, sadece kendinizi tarihin kollarını bırakınız.O kadar!


Apollon Heykeli (Zeugma Müzesi)
Yengeç Kafa (Zeugma Müzesi)

Sütunlar ve Yer Mozaikleri (Zeugma Müzesi)
Bir mozaik (Zeugma Müzesi)

Çingene Kızı (Zeugma Müzesi)

Sütunlar (Zeugma Müzesi)



      Yukarıda okuduğunuz gibi benim Büyükşehir Gaziantep izlenimlerim, bu kadardı, bitti.. 

           1-Bu arada "Sanayi"si ile bir Anadolu Kaplanı olduğunu belirtmeden, 
     2-Merkeze uzak dış mahallelerinin çevre illerden çok göç aldığını yazmadan, 
          3-Suriye Karışıklığı nedeni ile oradan kaçanların özellikle ev kiralarının ve fiyatların artmasına neden olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim. 

      Ben ancak şehir içi tanık olabildiğim izlenimlerimi yazdım. Şehir dışında da eminim ki kayda değer ilgi çekici yerler vardır, onları da bir başka ziyaretimde gezerim, diye umuyorum...
         Şimdilik bu kadar. Zaman ayırıp, okuduğunuz için teşekkürler..


İsmail Memiş
24.12.2012
15:45

1 yorum:

  1. Very good blog and very good photos too.
    I like the comments and the ditails.
    Bravo my friend Ismail.
    Famis.

    YanıtlaSil