23 Nisan 2014 Çarşamba

2 şey önemli


Yahudi bulunduğu ülkeye kök salabilmek veya o ülkenin her şeyini kontrol edebilmek, ele geçirebilmek için

1-   O ülkenin basınını ele geçireceksiniz…
2-   O ülkenin altın rezervini ele geçireceksiniz.. der.


Bu asırlardır Yahudi öğretisidir. Peki RTE (AKeBe) bu konu ile ilgili ne yapmıştır? Veya şöyle soralım, AKeBe’yi neden 12 yıldır başımızdan def edemedik?



Bu soruların cevabını yukarıda verdim. Zarrab (Sarraf) ile doğal olarak “altın”ı ele geçirdiler, havuz medyası ile de (yazılı-görsel) “basın”ı ele geçirdiler. İşte bu yüzden bunları gönderemezsin. Bu hiç gitmezler anlamına gelmez, sadece  halk bu ortamda, bu şartlarda bunları gönderemez! Seçimlerde yenebilir misin? Hayır! Seçimlerde de yenemezsin.  Yukarıdaki her iki maddenin üzerinde mutlak hakimiyetleri var mı, var. Bu yüzden istediğin kadar bağır, yırtın, halka olmadık şeyler vaat et, AKeBe’nin verdiğinin iki katını vereceğim falan de.. Nafile! Yenemezsin. Ülkenin tamamını da yutsalar, tapusunu üzerlerine geçirseler, güneydoğuyu satsalar, rejimi değiştirseler, Atatürk’ü silseler, çaldıkları paraları koyacak yer bulamasalar da kıçlarına soksalar bile yine de ye-ne-mez-sin!. (Büyüklerimiz basın tarifinde ne demişler, BASIN; 4. Kuvvettir.) Aynen öyle.. Ne zaman aklını başına devşirir ve yukarıdaki iki şıktan en az birini (örneğin basın’ı) ele geçirmeyi başarırsan –belki- işin olur! Yoksa hep hüsran, devamlı hüsran!!! Demedi deme!


İlave not: (‘90’lı yıllarda RTE İstanbul Bld.Bşk. iken ihtimal ki yanına gidip gelen ABD-CIA  görevlilerinin telkini ile belediye bünyesinde bir TV. Kanalı kurulmuştu, daha sonra satıldı. Kanal7 bildiniz mi? Farkındaysanız bu düşünce iktidara gelir gelmez -özellikle ikinci dönemlerinde- önce BASIN’ı dizayn ettiler.)  

İsmail Memiş
23.04.2014
15:20

2 Nisan 2014 Çarşamba

HIRSIZ (2014 Yerel Seçimlerine bakış)


2014 Yerel Seçimlerinin kısa bir özeti; 



            Büyük şehirliler, bir büyük şehirde yaşayanlar iyi bilir. Orada hırsızların “akıl oyunları” almış yürümüştür. Bir çok kişinin başına gelmiştir, özellikle gelir düzeyi biraz daha iyi semtlerde.. Bu hırsızlar genelde yalnız yaşayan, yada o an evde yalnız olan kadınları veya belli bir yaşa gelmiş savunmasız kişileri av olarak seçerler.. Sonra hırsızda yöntem çoktur.. her mahalleye, her ekonomik olarak bölgeye göre bu yöntemlerini şekillendirirler.. Devamlı “upgrade” yaparlar.. Çünkü işleri budur! Devamlı yeniliği takip ederler… Bir bakmışsın teknolojik bir alet pazarlıyorlar, bir bakmışsın Sağlık Ocağından gelen hemşire-doktor olurlar, bazen de çilingir olurlar.. Bir bakmışsın gelen bir telefon üzerine bütün paranı bunlara havale edivermişsin.. Teknolojiyi hem yakın takip ederler hem de çok iyi kullanırlar.. Dedim ya yaşlılar, düşkünler, yalnızlar onlar için çok kolay birer avdır. Temiz giyinip, tıraşlı ve kravatlı olarak hırsızlık yapacak evlerin kapılarını çalarlar.. Ses tonları da çok güven vericidir. Kokular sürünmüş, efendiden kişiyi karşında görünce hiç şüphelenmezsin.. Meramını anlatması için evinin içine davet eder, hatta oturtursun bile.. O denli rollerini iyi oynarlar… Bu gibi hırsızlar diğerleri gibi gece karanlığında balkon kapısından gizlice girmezler. Sanki o apartmanda veya o mahallede oturuyormuşçasına rahattırlar. Gözlerinin içine bakarak işlerini yürütürler. Değme Yeşilçam Artistlerine taş çıkartırlar. Oyunculukları tavan yapmıştır, kimse ellerine su dökemez. Bu yüzden çabucak kandırırlar seni..
           İçeriye davet edersin, içeride seni bir nedenle yanlarından uzaklaştırırlar.. Bir şey isterler ve sen onu aramak için bir odaya girdiğinde, yanlarından uzaklaştığında onlar hemen işe koyulurlar. Bakacak yerleri iyi bilirler.. İlk önce “yatak odasına” bakarlar. Oradan muhakkak bir şeyler alırlar, sonra çekmeceler ve diğer odalar. Bu arada alacaklarını alırlar ve bir neden bulup yanınızdan ayrılırlar. Görevleri veya işleri bitmiştir çünkü.. Ev sahipleri dolandırıldıklarını ise bayağı geç anlarlar.. Sakladıkları veya evde tuttukları o değerli eşyaya ne zaman ihtiyaç duyarlarsa o zaman yerinde olmadığını fark ederler.
           Henüz bu aşamadayız. Yani yitirdiğimiz “şey”e henüz ihtiyaç duymadığımız için hırsıza prim verenlerin doğal olarak bunlardan haberi yok! Haberleri olduğunda ise iş işten geçmiş olacak, orası ayrı.. İster inanın ister inanmayın ama yukarıda 2014 yılı Mart ayında yapılan Yerel Seçimlerin kısa bir özetini yazdım.
           Benden bu kadar. Uyandığınızda saatin zilini kapatın!

İsmail Memiş
02.04.2014
02:00