31 Aralık 2010 Cuma

VİTRİN SÜSLERİ!

Yılbaşı kutlanmasına karşı değilim ama.. İş çığırından çıkmaya başladı ve kültür bombardımanına dönüştü. İlkokullara kadar noel baba indiyse yandık! Hangi yöne baksam -buna tv. kanalları da dahil- ya ışıl ışıl yanan çam ağacı ya da kırmızılar içinde, takma sakallı, hoo.hooo..hoo diye böğüren noel midir nedir, o babalardan.. Ey Türk Halkı” bu “babalara geldiğimizin de kanıtıdır. Uyuma! Sana babalar gibi giymen için –kendi kalıplarında- elbise dikiyorlar!
Kendi babamızı atamızı tanımayız ama maşallah noel baba hepimizin ezberinde.. İlkokul çocuklarına noel babanın resmini gösterin, birde Atatürk’ün resmini gösterin bakın bakalım hangisini tanıyacak? İşte bu resim, Ülkemizin kuşatıldığının, kültür bobardımanının altında ezildiğinin ve –böyle giderse- yakında yok olacağının (yok edilmek istendiğinin) göstergesidir. Eskiden yılbaşlarında sadece yeni yıl kutlanırdı. Evde akrabalar toplanır, sade bir yemek yenir. Ardından biraz tv. izlenir. Heyecanlı bir tombala partisi yapılır. Oyun devam ederken, kış meyvelerinden oluşan, ülkemizde yetişen portakal ve mandalina ağırlıklı meyveler yenir, yanında yine Ülkemizin çerezlerinden ikram edilir. Bir iki duble de rakı içilirdi. Gece 12 olunca herkes birbirinin yeni yılını tebrik eder ve 10-15 dakika tombalaya ara verilir, sonra tekrar kaldığı yerden tombala heyecanla devam ederdi. Gece 02.00 da ise bu tören biterdi. En azından yılbaşı kutlamasını da kendimize yakışır, kültürümüz ile yoğurarak yapardık.
Evlerde çam (plastiğini veya gerçeğini) süslemek, altına hediye bırakmak diye bir şey yoktu. Noel baba da yoktu. 1990 yılından sonra bu özel tv. kanalları açılmaya, Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bu kepazelikler olmaya başladı. Yani kırmızılar giymiş, beyaz takma sakallı, noel babaların kılığına girmiş insanlar yollarda dolaşmaya, çam ağaçları ile süslenmiş vitrinler görülmeye, daha sonra, bu her iki figür evlerimizi, sokaklarımızı hatta (Taksim’de görev yapacak, noel baba kılıklı, sivil, asayiş polisleri ile) devletimizi işgal etmeye başladı. Kimse buna dur demiyor. Ya da bu güne kadar karşı atak olarak alternatif bir şeyler üretmedi. Aydınlarımız ve de aydın geçinenlerimiz, STK’lar, işveren ve işçi kuruluşları gibi.. bu yozlaşmaya karşı çıkmadılar. Bir söylem geliştirip, halkı yönlendirmek, bunlardan arındırmak için insiyatifi ele almadılar.  Artık eskisi gibi, tombala oynayıp evinde gösterişsiz yılbaşı kutlayan kalmadı.  Her evde çam ağacı ve noel baba kılığına girmiş ailenin bir bireyi bulunmaktadır. Ekmeğin aslanın ağzında olduğu şu günlerde, hediyelerimiz çam ağacının altında!
Bizi, bizden resmen çalıyorlar, dönüştürüyorlar, eğip-büküyorlar da haberimiz olmuyor. Duyarsız toplumumuz bunu göremiyor olabilir ama yöneticiler ile bilim adamları, sosyologlar, toplum bilimciler neredeler, ne yapıyorlar? Başkasının kültürüne ihtiyacımız yok ki, bizim kültürümüz bize yeter! Başkasının olup da ihtiyacımız olan tek şey var, o da ancak sanat-bilim olabilir. Başkasının sanatını alalım ama kültürünü asla! Ki onlarda -almayı bırak- bizim kültürümüz ile ilgilendiklerine hiç tanık olmadım, kişisel birkaç kişinin araştırıp, ilgilenmeleri dışında.. Dolayısı ile dinler arası savaş yaşanacak kehanetlerinin yanına, “kültürler arası savaş zaten yaşanmaktadır”ı ekliyorum.
Her yıl binlerce 20’li yaşlardaki genç dünyanın öbür ucundan kalkıp niçin Çanakkale Savaşının yapıldığı mekana gelirler. Hiç düşündünüz mü?  Kültür; eskiyi yaşatmak, atalarınızın sizler için ne yaptığını bilmek, kendi devirlerinde nasıl bir yaşam sürmüşler, ne yemişler-içmişler, ne giymişler bunları bilmek ve geleceğinizi bunun üzerine kurmak demektir. Gelenler şafak ayini adı altında Ülkemizi işgal etmek için Anzak Koyuna çıkartma yapan atalarını –birde utanmadan, sıkılmadan- anıyorlar. Her yıl onlara dua etmek için bir araya geliyorlar. Nerede bizim gençliğimiz? Nerede üniversitelerimiz? Gerçi bizim gençlerimiz de sonradan uyandılar da 57. Alayın yürüyüşünü yaptığı o mesafeyi yürümeye başladılar. Biraz taklit gibi oldu ama olsun! Bir de buna benzer bir organizasyon Kurtuluş Savaşı sırasında, savaşın çok önemli bir muhaberesi için olayın geçtiği yerde, (o kadar uzağa gitmeye gerek yok, Ülkemiz topraklarında)  benzer bir organizasyon yapılmıyor. Kurtuluş Savaşımız da azımsanacak bir savaş mıdır? Gerçi böyle bir etkinlik yapılsa bile, Şafak Ayini zımbırtısını yayınlayan, yaygın, ulusal tv. kanallarımız olarak bilinen kanallardan hangisi bu etkinliği canlı yayınlar ki? Ben söyleyeyim! (E) Hiçbiri!
Uyanık olmaz isen; senden alırlar kültürünü, sana dayatırlar kendi kültürünü..Yersen! Ben yemem de o çam ağacını –hem de ışıklısını- alıp, onların tarlalarına dikmek lazım!  Bu kadar…

31 Aralık 2010
16:40

2 yorum:

  1. Indeed you are right in all comments on your text,my friend Ismail.
    I agree that is a Santa Claus (Saint Vassilis),with a lot of presents for the children event and for us. All of us we know that, Ayos Vassilis is born in Kapadokia of Turkiye,and not in Finland. I know from my parents that : HE also tranfer presents with love,water,bread,and peace in our hearts - especialy between two neighbors(Greece and Turkiye)!!!
    I believe, every country must have their consciens and their life, Not from other countries with sham money and sham dreams.
    Finaly i wish LOVE and PEACE both of US!!!!!!!!!

    YanıtlaSil
  2. Fanis, thank you for your wishes.. Am i right? I talked about "Culture Emperializm" in that case for every nations on earth... We like to celebiarate NEW YEAR! It's ok. But St. Claus isin't a symbol of e new year!Fire works, red dresses, drink a few glass of champagne, eat some fruits and look at the lotary or play bingo.. I've been understood that. Santa Claus, pine trees and Deers.. i don't know what does it mean? They are not my in my culture. I don't against the cultures just want to keep my culture truly against the what ever else..

    Yes i know Santa Claus from Turkey bun nat from Capodakia.. He was from Demre-Antalya of south of Turkey!I know like that.. A little bit different!

    And finally, Fanis did you put your socks on the top of the fireplace! I hope you find whatever you want under the churistmas tree!!!

    !!!Hronia pola!!!
    İsmail Memiş

    YanıtlaSil