29 Aralık 2013 Pazar

FARK!


Not: Önce yukarıdaki resmi iyice inceledikten sonra yazıyı okuyunuz.

           Benden söylemesi..YENİ veya YENİLİK adı altında eskiyi yok etmek bizlerin, bu Milletin sonu olacak. Kişiliğimizin, kültürümüzün, köklerimizin, nereden gelip nereye gittiğimizin her şeyin sonu olacak...Artık 20-30 yıl sonra nereden geldik, kimiz, kim değiliz bilemeyeceğiz. Ortak paydalarımız kalmayacak. Bu vahşi kapitalizme parçalanıp, dağılmamız için yegane fırsatı yaratacaktır. 50'li yaşlarda olan kaç kişi halen -dedesini geçtim- babasının da doğduğu (yada onun çocukluğunun geçtiği) evde yaşamaktadır? Yaşamayı geçtim, 50'li yaşlarda biri babasının çocukluğunun geçtiği (yada onun doğduğu) evin yerinde durup durmadığını, ne halde olduğunu acaba biliyor mu? Babasını geçtim, kendi doğduğu (doğduğu diyorum, eskiden hastane yoktu, annelerimiz çoğunlukla evde ebe vasıtası ile doğum yapmıştır.) evin durumunu biliyor mudur?
              Pek zannetmem, öyle şeylere pek alışık değiliz, nereden gelip nereye gittiğimizi araştırmayı pek sevmeyiz. Hepimiz birer YENİ'likçiyiz.. 1000 yıllık devletiz ama bir geleneğimiz hala yok!!. Ne kadar acı bir durum? Bunun nedeni yüzümüzü (back-ground'umuzu da BATI'ya) dönmemizin sonucu olabilir mi? Üzerinde iyi düşünmeliyiz. İngiliz Kraliyet ailesi sittin senedir St. John Katedralinde evlenir, St. Marry Hastanesinde doğum yapar. GELENEK veya TRADITIONAL.. Olay bu kadar basitir. Silik, asalak ve basit yaşamak; yeniliği "4 beton duvar"dan ibaret zannetmek bizi yeryüzünden tamemen silinmeye götürecek. Bundan benim haberim var, ya sizin?

İsmail Memiş
yirmidokuz12ikibinonüç
20:20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder