23 Kasım 2011 Çarşamba

DERSİM (İSYANI)'İ ALDIM!



DERSİM! BU İSYANA NE DERSİN!


Dersim İsyanı ile ilgili RTE eline bir iki kağıt almış işte belge diye kürsüden böğürüyor! Durduk yerde 1937’li yıllarda ordu ve hükümet niçin böyle bir operasyon yapmak için harekete geçti acaba diye düşünmeden sanki İngiliz Hükümeti veya Ermeni Hükümeti dış işleri bakanı edası ile kendi geçmişini suçluyor.. Yazık… A benim güzel kardeşim; Atatürk, durduğu yerde canı mı sıkılmış ki, “hadi len gidip Dersim’e dersini verip, oraları bombalayalım”mı demiş?  Bunu ima eden, böyle başbakan nasıl olur yahu? Başka ülkede olacak dakikada alaşağı ederler ve yargılarlar! Orada, Dersim’de (Tunceli) o tarihte neler yaşandığını ve kurulan taze Cumhuriyetin geleceğine (Dış güçlerinde desteği ile özellikle İngiliz ve ABD..) KAST edenlerin olduğu, oradaki Kürt tabir edilen kesimin tıpkı bugünkü gibi kullanılmaya her zaman müsait bir toplum olduğu, bugünkü PKK örneğindeki gibi hiç mi akıllarına gelmiyor? Bu isyanlarının neden hep “Kürt İsyanı” şeklinde su yüzeyine çıktığı, neden akıllarına hiç gelmez? Yoksa işlerine mi gelmez? Ama bunları başımıza musallat eden efendilerinin amacı başka.. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti yıkmak, (ki buna iş çevreleri, STK denilen ne idüğü belirsiz gruplar ve basın çanak tutmaktadır..) tek gayeleri bu.. Bu işbirlikçi hainler banka hesaplarını bayağı şişirdiler artık, zaten HALK da tam bir “mal”, beyni akşam-sabah bunların denetiminde, “garip içerikli” tv.leri takip etmekten sünger gibi olmuş, çalışmıyor.. Kısaca; “ortam” hazır yani.. Hatırlıyorum da; 2007 seçimlerinde de benimle yakından konuşabilen arkadaşlarıma ben söylemiştim.. Eğer AKP iktidardan uzaklaştırılmaz ise (seçim öncesi veya sonrası, CHP-MHP koalisyon yapmazlar ise..) Ülke 10 yılda bölünecek, eğer birleşirlerse 20 yıl sonra bölünecek demiştim, çok iyi hatırlıyorum… Şimdi 2011 Kasım ayı itibari ile dediklerimin olmadığına mı yanayım yoksa olduğuna mı?

Belki de tıpkı Orhan Pamuk gibi.. Başbakanımız Nobel’e oynuyor ve onun için bu yaraları kaşımaya, Atatürk’e kara çalmaya çalışıyordur. Çünkü Pamuk “çıtayı yükseltti”.. “1 Milyon Ermeni’yi kestik” lafı ile tekrar Nobel alamayacağını O da biliyor.. Artık yeni bir şeyler söylemesi lazım.. Al sana fırsat! 1937 yılında Atatürk emri ile CHP hükümetinin böyle bir olaya giriştiğini, orada bilmem ne kadar (güya sivil vatandaş) Kürt öldürdüğünü, bu sünger beyinli halka yuttur… Nasıl yapacaklar bunu? Şöyle; (olmayan) beyinlerimizi sulandırmak, bulandırmak ve düşünemez hale getirmek için basın ile birlikte el ele yapıyorlar, çok da güzel oluyor sanki!!!..  Hükümetin bu yaptıkları da düpedüz ihanettir, hem vatana ihanettir, hem bu millete ihanettir… CMUK’da veya TCK’da bunun yeri olması gerekiyor, eğer onu da kaldırmadılarsa!! Böyle bir Hükümet mi olur Allahaşkına? Yurdun dört bir yanında Ermeni kiliselerini onartıyor bunun için kaynak akıtıyor… Azınlıklarla ilgili her türlü kanunu Ülkenin tam zararına çıkarıyorsun.. Avrupalının gelip sana yapacaklarını söylemesine sesini çıkarmıyorsun, sonra CHP’yi ve Atatürk’ü suçlayıcı bir biçimde Dersim olaylarını bir -İngiliz Dışişleri Bakanı edasıyla- ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorsun…Kerdeş sen nesin, nerelisin, kimsin?

Artık CHP’nin içinden bir Tunceli Milletvekili her nasılsa bölücü ağzı ile konuştu ya.. Tamam bunlar, (yani AKP Takımı!) mal bulmuş mağribi gibi üzerine atladılar.. Aslına bakarsan öyle bir milletvekilinin CHP içinde ne aradığını da sorgulamak lazım ya orası da ayrı bir konu… Kılıçdaroğlu’nun akrabası falan mı acaba? Neyse.. Cumhurbaşkanı İngiltere’de kraliçe ile aynı süslü faytona binerken, 10 numaralı evin önünde paltosunu bir o

yana bir bu yana sallayaraktan yürürken görülüyor. Zaten kendisi İngilizler’in en iyi hizmetkarı ödülünü mü ne geçenlerde onu almıştı, yanılmıyorsam! Ayrıca Maliye Bakanımız

da İngiliz vatandaşı, çok şükür… Bu İngiliz severlik modası bizi fena sardı… İngilizlerde Ülkemiz içindeki İsyancı Kürtleri çok sevdiklerine göre, bizim yöneticilerimizin de İsyancı Kürtleri çok sevmeleri doğal değil mi? Tam bu esnada (CHP’li milletvekilinin densizliği üzerine) Başbakan RTE’de burada tam da İngilizlerin çok memnun olacağı bir biçimde ağzına almış “zulüm” tabir ettiği Dersim Olaylarını (aslında KÜRT İSYANLARINI görmezden gelerek) meydanı boş buldu, Kılıçdaroğlu’da Tuncelili ya atıp tutuyor.. Nasıl olsa Kılıçdaroğlu bir şey söyleyemez diye.. Çünkü Kılıçdaroğlu için aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık… Aslında ya bıyığa tüküreceksin, ya sakal tarafına.. Ama Kılıçdaroğlu iki tarafı da idare etmeye çalışıyor ki en yanlışı da bu kanımca… Nerede durduğu belli değil.. merak ediyorum RTE’ye bu konu ile ilgili nasıl bir cevap verecek?

Bunlar bir müddet sonra PKK’lıları öldürdük diye de özür dilerler.. Az kaldı, onu da yapacaklardır.. Çünkü zihniyet belli! Bu ülkeyi Cumhuriyeti 88 yıldır yıkmak isteyip de yıkamayan “batı ve onun yılmaz uşakları” en nihayetinde elverişli ve ihanete yatkınlığı bırak en küçük hücresine kadar ihanet dolu, ve bunu gözünü kırpmadan, bu millete bu vatana yapabilecek güruhu milletin içinden cımbızla seçmişler..Önümüze de koydular. 100 yıl uğraşsan bu kadar hanini bir araya, bir çatı altına toplayamazsın. Ama “batı” tabir edilen devletler maşallah bunları iyi biliyorlar, iyi etüd etmişler, sütlerinin ne kadar da “bozuk” olduğunu yakından takip etmişler ve bunlara kesintisiz ekonomik destek vermek sureti ile Ülke sahte bir refaha kavuşmuş. Borç almışız ve onu üretmeden, zevkimize kullanmaya başlamışız. Kısaca.. Bu ülkeye bu kadar kısa zamanda bu kadar ağır bir zararı daha önce kimse vermemiştir, verememiştir!
Adamlar gözümüzün içine bakarak geçmişimize, Atatürk’e küfrediyor…
Eeee.! Bu kadar da olmaz.. Gerekli bir “dip dalgası” acilen bekleniyor!



İsmail Memiş
23.11.2011
17:40

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder