13 Mart 2012 Salı

NEDİM ŞENER VE AHMET ŞIK

                           Yapışık ikizler! AKP - Cemaat



12.03.2012 tarihi itibari ile tutuklu gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık tahliye edildi. Artık hükümet yanlısı olmayan bazı yorumcular tv.lere çıkıp, cemaat ile hükümetin arasının iyice açıldığını bir çatışmanın içinde olduklarını falan anlatıyorlar. Bilerek veya bilmeyerek bunları yapıyorlar.. Hükümet veya cemaat tarafı da bunlara çanak tutuyor sanki böyle söyleyenleri destekliyor gibiler.. Bu söylentilerin veya böyle bir ayrışmayı saptamanın hükümete ve cemaata yarar sağladığı kanısındayım.. Neden mi? Şöyle ki: Baştan beri hükümet ve artı cemaat tüm bu Ergenekon, balyoz, devrimci karargah, ıslak imza vs.. 3 yaşındaki çocukları kandırabilecekleri gerekçelerle oluşturulan bu tip davaların hedefini saptırmak için bu ayrışma uydurulmuştur. Neymiş, cemaat ile hükümet çatışıyormuş? Veya ayrı düşmüşler!! Ben bu tip açıklamaları hedef saptırması olarak görüyorum. Çünkü yarın gelir cemaat da “şahinler” “güvercinler” diye ikiye ayrılır! Yine hükümet de gün gelir bu şekilde ikiye ayrılırsa yada daha çok bölünürlerse ne olacak? Bu olayları kotaranlar ve Türk Vatanseverlerine sırf vatanlarını sevdikleri için hapislerde çürütenler en az 4 kola (parçaya) ayrılmış olacak.. Tabii böyle kalırsa.. bir bakmışsınız onlarda içlerinde radikal” “muhafazakar” diye ayrılırlar.. Bölünme devam ederse 4-8-16-32… Ve böylece amip gibi eşeyli-eşeysiz bölünecekler.. Peki böyle bir durumda tutuklu milletvekillerini, gazetecileri ve askerleri-paşaları gözünü kırpmadan, uyduruktan suçlarla içeri tıkanların kim olduğunu nasıl öğreneceğiz? Bölüne bölüne yok olacaklar veya karşımızda bu olayların sorumlusu olarak bir iki cemaatçi veya AKP’li kalırsa onlardan mı hesap soracağız? Hani nerede diğerleri, demeyecek miyiz? Bu yüzden ben baştan söylüyorum, yok öyle yağma!

İşte bu nedenlerden dolayıdır ki, bu Ülke düşmanlarının “gül” gibi geçinip giderken “Cemaat-AKP” veya “RTE” diye bölünmelerine kesinlikle müsaade etmeyelim! Bunların alayı aynı “torna”dan çıkmıştır. Biri neyse diğeri de odur! Bu güne kadar yedikleri içtikleri ayrı gitmedi, gitmez de.. Uyanalım ve düşmanın bu şekilde gözümüzün önünde bölünmesine, bölünerek yok olmasına müsaade etmeyelim. Bunların ve yandaşlarının bu amaçları için bizi kullanmalarına asla müsaade etmeyelim. Ve bilelim ki bunlar ilk Ergenekon-Balyoz tutuklamaları başladığında ağızlarının salyalarını tutamıyorlardı. Hepsi özellikle kayıtsız-şartsız “hükümet borazanı” görevinde olanlar ağızbirliği etmiş gibi tutukluların veya adı bu işlere bulaştırılanların üzerine salyalarını saçan öküz gibi böğürerek gidiyorlardı. Ancak ya misyonlarını tamamladıklarına inanıyorlar veya hedef küçültmek” için “çok muhterem, az insani” malum medyamızın ise ufak ufak “çark etme” ve “tornistan” yapmaya başladığını -ki bu onların Allah vergisi bir özelliğidir- rahatlıkla görebiliyoruz. Gözlerinin önündeki “mertek”i göremeyen bu güruh, birden her şeyin ayırdına varmaya başladı. Yoksa “mertek” gözlerine mi kaçtı acaba? Yoksa mümkün değil doğru yola gel(e)mezdi, bunlar... Esaslı bir şey olduğu kesin ama ne? Belki de yemleri pardon “yeşil dolar”ları az gelmeye başlamıştır, kim bilir!

Sonuç; dikkatli olalım, bu Ülke düşmanlarının gözümüzün önünde bölünerek “yok” olmalarına asla izin vermeyelim. AKP-Cemaat karşıtları ve yurtseverler olarak bu iki oluşumu bir arada tutalım, böyle bir bölünmeye, hedef saptırmaya dönük politikalarına alet olmayalım. Bunların ayrılmalarına, -bizi kullanarak- ayrı düşmelerine (yine biz) izin vermemeliyiz. Tüm bu süreçte 10 yıldır yaşananların müsebbibi bu iki, girift, iç içe geçmiş, iki elin parmakları gibi birbirine kenetlenmiş AKP-Cemaat yapısıdır. Hedef şaşırtmak, yaptıklarını unutturmaya dönük, aralarında “husumet oluştu”, “büyük görüş ayrılığı”, “hükümet ile cemaat arasında çatlak” gibi o çevrelerin uyduruk nedenlerle yaptıkları yaygaralara kanmayalım. Kananları ise uyaralım! Bunların yaptıklarını ve yapacaklarını ise hiçbir zaman unutmayalım, unutturmayalım!



EK: Ringten böyle uyduruk bir nedenle kaçmalarına izin vermiyoruz. Daha "raund" yeni başlıyor.. Yok öyle üç kuruşa beş köfte! 




İsmail Memiş

13mart12

13:30

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder